"Çay özü ve bor"dan doğal dezenfektan üretecekler
GÜNDEMÇOMÜ'de bir araştırma kapsamında doğal ürünler kullanılarak, özellikle gıda üretiminde virüslere karşı etkili olduğu belirlenen solüsyon elde edildi Dr. Öğr. Üyesi Dilvin İpek: "Solüsyonumuz doğal, sonrasında çevreye hiç zarar vermeyecek ürünlerden oluşuyor. Deney sonuçları çok olumlu geldi. Bunun sonucunda ticarileştirilmesi amaçlarımızdan biri. Şu anda 3 firmayla görüşmelerimiz sürüyor"
ÇANAKKALE (AA) BURAK AKAY Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde (ÇOMÜ), virüslerle mücadele için doğal ürünler kullanılarak dezenfektan geliştirildi.
ÇOMÜ Ezine Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Gıda Kalite Kontrolü ve Analizi Ana Bilim Dalı'nda görevli Dr. Öğr. Üyesi Dilvin İpek, özellikle gıda işletmelerinin kullanımına yönelik dezenfektan geliştirmek amacıyla araştırma yaptı.
Bu çerçevede hazırlanan formülün, gıda yapımında kullanılan malzemelerin yüzeylerindeki virüslerin yok edilmesinde başarılı olduğu görüldü. Yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgını da dikkate alınarak geliştirilen formülün ise insan sağlığını daha fazla tehdit eden virüslere karşı etkili olduğu hatta el hijyeninde kullanılabileceği tespit edildi.
Kimyasal madde bulunmamasından dolayı durulama gerektirmeyen ürün için patent başvurusunda bulunuldu.
"Başarılı sonuçlar elde ettik"
AA muhabirine süreç hakkında bilgi veren İpek, "Çalışma kapsamında sadece yerli ve milli imkanlarımızı kullandık. Çay özü ve bor bunlardan en önemlileri. Amacımız solüsyonun bu şekilde olmasıydı. Yerli ve milli imkanlarla başarılı sonuçlar elde ettik." dedi.
İpek, çalışmanın tamamen doğal dezenfektan solüsyonu hazırlamak üzerine kurulduğunu söyledi.
Solüsyonun bakteri ve virüsleri yok etmede başarılı olduğunu belirlediklerini dile getiren İpek, şöyle devam etti:
"Bor bizim çok önemli bir değerimiz, çay da aynı şekilde. Solüsyonumuz doğal, sonrasında çevreye hiç zarar vermeyecek ürünlerden oluşuyor. Deney sonuçları çok olumlu geldi. Ulusal ve uluslararası patent süreçleri devam ediyor. Bu patentimizle bir yarışmaya katıldık. Sunumumuzu gerçekleştirdik, 108 patentin yer aldığı, 76 üniversitenin başvuruları arasında ilk 3'e girdik. Bunun sonucunda ticarileştirilmesi amaçlarımızdan biri. Şu anda 3 firmayla görüşmelerimiz sürüyor."
İpek, ürünün gerek ellerde gerekse yüzeylerde kullanımı sonrası durulama gerektirmediğini anlattı.
Dezenfektanın gönül rahatlığıyla kullanılabileceğini vurgulayan İpek, "Gıda ürünleriyle taşınabilen, insanları hasta eden, bulantı, kusma yapan ve yine beyinlerine yerleşebilen virüsler var. Bu virüsler üzerinde denedik, çok başarılıydı." diye konuştu.
Üniversitenin merkez laboratuvarında analizler yapıldı
Araştırmanın danışmanlığını yürüten ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Gıda Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nükhet Zorba ise asıl amaçlarının gıda endüstrisindeki yüzeyleri dezenfekte etmek olduğunu belirtti.
Bu düşünceyle çıktıkları yolda oldukça başarılı sonuçlar aldıklarına değinen Zorba, şunları kaydetti:
"Gıda endüstrisinde uygulanan dezenfeksiyon sistemleri var. Bunlardan sonra ya da bunlara alternatif olarak, hızlı bir şekilde mikrobiyal kalıntıların uzaklaştırılması üzerine Dilvin hoca çalışmalarını gerçekleştirdi, güzel sonuçlar elde etti. Sonrasında tabii ki bizim denemiş olduğumuz mikroorganizmalar, izole etmiş olduğumuz organizmalar yaptığımız araştırmalar sonucunda baktık ki klinik anlamda direnç gösteren mikroorganizmalarla benzer özellikler de gösteriyor. Bunun üzerine de klinik anlamda bakteriyel çalışmalar yapabiliriz diye düşündük. Sonra Dilvin hoca gıdalarla insanları hasta edebilen virüsler üzerine çalışmalarını gerçekleştirdi. Hem elde hem gıda yüzeyinde kullanılabileceğini, kalıntı bırakmadığını da merkez laboratuvarımızdaki analizlerimizde kanıtladık."
İlginizi Çekebilir
TÜBİTAK’ TA SAKARYA RÜZGÂRI
18. TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Araştırma Projeleri Yarışması İstanbul Asya Bölge Finali sergisi ve ödül töreni Sakarya’da yapıldı. Sakarya Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Kapalı Spor Salonunda 22-24 Nisan tarihleri arasında düzenlenen sergide öğrenciler, projelerini tanıtma ve jüri karşısında sunumlarını yapma fırsatını yakaladılar.
AFET RİSK AZALTMA PROJE YARIŞMASI SERGİ HEYECANI
Türk Japon Vakfı (TJV), MEB, AFAD ve Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) ile 2024 yılında ikincisi gerçekleştirilen “Afet Risk Azaltma Proje Yarışması”na gönderilen, derece alan ve afet eğitimlerinin okul öncesi dönemden başlayarak hayatın içine aktarılması mesajını vurgulayan eserlerden meydana gelen “Afet Risk Azaltma Proje Yarışma Sergisi” heyecan oluşturdu.
ULUSLARARASI PROJEDE ADAPAZARI’NDAN 3 TÜRKİYE DERECESİ
Engelli Bireyler İçin ÖTV Muafiyetli Araçlarda Limit Artışı: Yeni Yılda Önemli Gelişme