© Nasıl Haber 2018- 2024

KADEM’den kadına yönelik şiddete karşı ”Israrlı takip suçtur” kampanyası

KADEM Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar: ”Bu yılki kampanyamızın temasını ’ısrarlı takip’ olarak belirledik. Hazırladığımız kamu spotuyla ve sosyal medya içeriklerimizle ısrarlı takibin hak ihlali ve bir şiddet türü olduğuna dikkat çekmek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ısrarlı takibin artık suç kapsamına alındığını kampanyamız vasıtasıyla herkese duyurmak istiyoruz”

İSTANBUL (AA) Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, "Israrlı takip"in bir şiddet türü ve suç olduğuna yönelik toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefledikleri kampanyayı tanıttı.

KADEM'in Edirnekapı'daki Kadın Destek Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan KADEM Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, 25 Kasım'ın tüm dünyada kadına yönelik şiddetin konuşulduğu ve şiddetle mücadelenin öneminin altının çizildiği bir gün olduğunu söyledi.

Kadına şiddetin, savunmasız olana güç gösterisi yapmanın, bu şekilde tahakküm kurmaya çalışmanın kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulayan Bayraktar, bu şiddet türünün fiziki güç dengesizliği, geleneksel olarak kadının ikincil görülmesi, failin genellikle en yakın halkadan olması ve çoğunlukla ev alanında kontrol mekanizmalarının uzağında gerçekleşmesi gibi kendine has dinamikleri olduğunu, bu unsurların kadına yönelik şiddetle mücadelede genel şiddetten farklı özel yaklaşımlar gerektirdiğini kaydetti.

Pek çok kadının en güvende olması gerektiği yerde en yakınları tarafından şiddete uğradığına fakat bazen sesini bile duyuramadığına ve bir kısmı cinayete kurban gittiğine dikkati çeken Bayraktar, böyle uluslararası bir günün olmasının bu acıların son bulması için farkındalık oluşturmak adına çok önemli olduğunu belirtti.

Bayraktar, KADEM olarak kadınların onuru ile korkmadan ve güvenle yaşayabilecekleri bir toplum inşa etmek amacıyla çalıştıklarını, bu bağlamda her yıl 25 Kasım'da kadına yönelik şiddeti farklı açılardan ele aldıkları kampanyalar düzenlediklerini anlattı.

Israrlı takibin fiziksel şiddete dönüşme potansiyeli

Sebep ve sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirerek bilimsel araştırmaların çıktılarından faydalanarak şiddetin farklı boyutlarına dikkati çeken içerikler ürettiklerini aktaran Bayraktar, "Bu yılki kampanyamızın temasını ise 'ısrarlı takip' olarak belirledik. Hazırladığımız kamu spotuyla ve sosyal medya içeriklerimizle ısrarlı takibin hak ihlali ve bir şiddet türü olduğuna dikkat çekmek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) ısrarlı takibin artık suç kapsamına alındığını kampanyamız vasıtasıyla herkese duyurmak istiyoruz." diye konuştu.

Özellikle son yıllarda kadınların gerek fiziksel gerekse telefon ve sosyal medya üzerinden ısrarlı takibe maruz kaldığını dile getiren Bayraktar, hangi yolla olursa olsun ısrarlı takibin kadını korkutan, tedirgin eden, baskı altına alan, onun huzur ve sükununu bozan, güvenlik endişesi taşımasına yol açan bir eylem olduğunu, daha da önemlisi her ısrarlı takibin fiziksel şiddete dönüşme potansiyeli taşıdığını söyledi.

"Israrlı takip bir şiddet türüdür ve suçtur"

KADEM Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Bayraktar, bu sebeple kadınların sıklıkla maruz kaldığı ısrarlı takip eylemlerinden yola çıkarak bir spot film hazırladıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Filmde pek çok kadının hikayesinde yer alan o tanıdık sahneleri göreceğiz. Toplumda bilinç ve farkındalık oluşması adına kampanya boyunca kamu spotumuz, saha çalışmalarımız ve sosyal medya içeriklerimizle ısrarlı takibi anlatacağız. 'Rahatsız, tedirgin veya huzursuz olduğunda, korktuğunda, kendini güvende hissetmediğinde yasaya tutun, o seni korur.' diyeceğiz. 'Israrlı takip bir şiddet türüdür ve suçtur.' sloganımızla bu eylemi hafifletmenin, görmezden gelmenin veya sessiz kalmanın doğuracağı olumsuz sonuçların altını çizeceğiz."

"Her türlü şiddetle mücadele deformasyonla da mücadeleyi gerektirir"

Türkiye'de 6184 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine dair kanunun, halen en etkili yargısal önlemlerden biri olduğunu belirten Bayraktar, devletin attığı yeni adımlarla kadına şiddet konusunda ciddi bir yol katedildiğini, kadınların bu süreçte önemli hukuki kazanımlar elde ettiğini vurguladı.

Zaman zaman bu kazanımların çeşitli algı manipülasyonları ve yalanlarla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını üzülerek gözlemlediğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şunu açıkça belirtmeliyim ki bu itibarsızlaştırma girişimlerinde öne sürülen hiçbir iddia, şiddet gören kadınların mağduriyetlerinden daha önemli değil. Bu karalama kampanyalarını yürütenlerin samimiyetine inanmak da oldukça güç. Zira meseleleri gerçekten çözüm, aileyi korumak olsa kendi evinde günlerce dayak yiyen kadınların çığlığına kulak verirlerdi. Çünkü aileyi korumak, o annenin şerefli bir insan olarak yaşayabilmesini sağlamak ve onun haysiyetini, onurunu korumaktan geçer. Elini taşın altına koymadan sadece eleştirenler, gözleri önünde annesine şiddet uygulanan çocukları korumak için ne yapıyor? Annesi, babasının şiddetine maruz kalan ve bu durumlara şahit olarak büyüyen bir insanın sağlıklı aileyi inşa etmesi ne kadar mümkün olur? Kadına yönelik şiddetle ve her türlü şiddetle mücadele bu bahsettiğim deformasyonla da mücadeleyi gerektirir."

Bayraktar, kadına yönelik şiddet sorununun sadece kanunlar, yasal düzenlemeler ve cezalarla çözülemeyeceğine işaret ederek, bu meseleye herkesin öncelikle insani, ahlaki ve vicdani çerçevede yaklaşması gerektiğini belirtti.

Bu çerçevede de şiddete destek veren zihniyetin değişmesinin elzem olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Kadının insanlık onurunun korunduğu, sevgi ve merhametin hakim olduğu ilişkiler, güvenli aileler ve sağlıklı nesiller adına toplumun her bir ferdini, şiddete karşı mücadelede sorumluluk üstlenmeye davet ediyoruz. Toplumsal bilinçle yasal düzenlemelerle caydırıcı cezalarla devletsivil toplum iş birliğiyle ve en önemlisi de kadınerkek hep birlikte bu insanlık ayıbının üstesinden geleceğimize inanıyorum." ifadelerini kullandı.

"Israrlı takibin cezasının hapis olduğunu vurgulamak istedik"

​​​​​​​KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu de programın ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, gerek Türkiye'de gerek dünyada kadına yönelik şiddetin bir vaka olduğunu, bunu kabul etmeden mücadeleye başlanamayacağını, bu anlamda 25 Kasım'ı çok önemsediklerini bildirdi.

Derneğin kurulduğundan bu yana 25 Kasım'da belli etkinlikler, kampanyalarla tüm temsilcilikleriyle sahada bulunduğunu anlatan Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün de burada kısa bir filmle bu sene bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Konumuz ısrarlı takip. Bildiğiniz gibi ısrarlı takip kısa bir süre önce artık ceza kanununa girdi ve bir suç kapsamında artık değerlendiriliyor. Tabii ısrarlı takip nedir? Bunu biraz topluma anlatmak istedik. Sadece fiziki de olmuyor bu maalesef. Sosyal medya üzerinden dijital mecralardan rahatsızlık verici, maalesef tehdide varan ve fiziksel şiddete yönelerek oraya kadar varan bir süreç. Bunu kısa bir filmle anlatmaya gayret ettik. Toplumda farkındalığı uyandırmak, insanların bu konudaki duyarlılığını arttırma çabamız var. Ve bu suçun da cezasının hapis olduğunu vurgulayarak bu anlamdaki önemi de tekrar ortaya koymak istedik."

Spot filmle "Israrlı takip şiddet türüdür ve suçtur" mesajı

Programda, KADEM tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hazırlanan ve "Israrlı takip şiddet türüdür ve suçtur" mesajı veren spot film gösterildi.

"Yasaya tutun" sloganlı kampanya ile ısrarlı takibin 5237 sayılı TCK'da suç olarak kabul edildiği hatırlatılıyor ve bu konuda toplumda bir farkındalık yaratmak hedefleniyor.

Faillere, ısrarlı takip sırasında suç işledikleri; mağdurlara ise "Yasaya tutun" sloganı ile ısrarlı takibe uğradıkları zaman yasaların yanlarında olduğu hatırlatılıyor.

45 saniyelik film, fiziki ve dijital takibe uğrayan genç bir kadının hissettiği sıkışmışlık ve dehşet duygusunu, telefon ekranı ve bu ekranı sembolize eden cam engelle anlatıyor. Telefonuna gelen mesaj ve aramaların, genç kadının duygu dünyasında açtığı yaralar, camdaki çatlaklarla sembolize ediliyor.

"Yasaya tutun" mesajı ise ısrarlı takibin suç kapsamına girdiği 5237 sayılı TCK'nın camı kırmasıyla veriliyor.

Kampanya, zorunlu yayın kapsamındaki spot filmin yanı sıra saha ve sosyal medya çalışmaları ile gerçekleşecek.

Sahada yurt genelinde billboardlar ve dijital ekranlarda gösterimler yapılacak. Bunun yanı sıra başta İstanbul olmak üzere toplu taşıma araçlarındaki tutamaçlarda "Yasaya tutun" mesajı verilecek. Genç KADEM gönüllüleri de yasanın önemini hatırlatan uçan balonlarla sokakta olacak.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER